Kızımın doğumuyla beraber cildinde kuruluk olduğu çok belirgindi. Beş aylık olduğunda ise doktorumuz bir cilt uzmanına görünmemizi önerdi. Zamanla kızımın vücudunda beyaz alan yok denecek kadar azaldı. Derisi kırmızı pütürlü, yer yer iltihaplı yaralarla doluydu. O an anladım ki, ebeveyn olarak bizi ve minik meleğimizi çok zor günler bekliyor. Düşünün ki, bildiğiniz tüm bebek tenlerinin aksine sizin bebeğinizin yüzü ve tüm vücudu yaralarla dolu.
Bu ümitsiz duygular içinde Allerji doktorumuza muayeneye gittiğimizde teşhis “Atopik Dermatit” ti. Halk dilinde egzema olarak bilinen bu hastalık hakkında adı dışında bildiğim hiçbirşey yoktu. İlk muayene sırasında, doktorumuz bebeğin bez içinde kalan teninin pürüzsüzlüğüne dikkat edip etmediğimizi sordu. Evet, gerçekten de o bölge pırıl pırıldı. İşte ilk dersimiz buydu; sürekli nemli tutmak hastalığın tek ilacı!
Teşhis konulmuştu. Doktorumuz bize en sık doktor değiştirilen hastalıklardan birinin Atopik Dermatit olduğunu söyledi. Çünkü bu, bir ilaç alıp iyileşebilen hastalıklardan değildi. Uzun süreli tedavi gerektiriyor ve ne zaman geçeceği belli olmuyordu. Doktorumuzun bize Atopik Dermatit ile ilgili verdiği bilgiler, bize ne kadar uzun bir tedavi sürecini yaşayacağımızı anlamamızı sağladı.
Atopik Dermatit; çocuklarda çok sık görülen bir deri hastalığıdır. Deride ortaya çıkan pütürlü yaralar kaşıntıyı da tetikler. Kaşıntı yaraya, yara kaşıntıya sebep olur ve bu bir kısır döngü şeklinde devam eder. Ayrıca bu çocukların astıma yakalanma olasılığı normal çocuklara göre çok daha fazladır. Genetik ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesi ile ortaya çıkan bu hastalık, beraberinde sıklıkla besin alerjisini getiriyor. Nitekim, ilk muayenede yapılan deri testiyle kızımın süt alerjisi de olduğu ortaya çıktı. Egzema olmasına henüz alışamamışken süte alerjisi olması üzüntümü bir kat daha arttırdı. Bu durumu tek avutacak şey, henüz emzirme döneminde olmam ve anne sütünün alerjik olmamasıydı.
Ekzama’nın kesin çözümlü bir ilaç tedavisi olmasa da, hastalığın alevlendiği dönemlerde kullanabileceğiniz kortizonlu merhemler var. Doktorumuzun kortizon kullanımını önermesi ile çok büyük tepki vermiştim. Kortizonun yan etkilerini bir bebeğin kaldırabileceğini düşünmüyordum fakat bize kortizonlu ilaçların 7 gruptan oluştuğunu ve hastalığın durumuna göre mümkün olan en düşük güçte kortizon içeren ilaçların kullanılmaya çalışılacağının söylenmesi ile biraz rahatlamıştım. Kortizonlu kremi sadece sorunlu bölgeye sürmemizi ve uygulamayı aynı bölgede yalnızca sorun devam ettiği sürece sürdürmemiz söylendi. Ama bu hastalığın en büyük ilacı hergün yapılan banyolar ve hemen ardından sürülen nemlendiriciler. Bununla beraber terlemesine engel olmak ve sürekli pamuklu ürünler kullanmak ekzamanın şiddetlenmesine engel oluyor.
Aradan 16 ay geçti. Hala dönem dönem hastalığın alevlenmesine rağmen artık bir bebek tenine sahibiz! Doktorumuzun söylediği herşeyi harfi harfine yerine getirerek çok büyük bir aşama kaydettik. Bu süre içinde kızımı sigaradan, sentetiklerden ve malesef yanaktan öpmelerden uzak tuttum. Terlemesini elimden geldiği kadar engellemeye çalıştım. Kortizon korkumu yenerek gereken durumlarda hemen uygulayarak hastalığın alevlenmesini engelledim. Soğuk algınlığından hasta yatıyorken bile yıkamayı birgün olsun bırakmadım. Ayrıca doktorumuzun önerisiyle getirttiğimiz nemlendiricinin çok faydasını gördüm ve günde en az iki kere tüm vücuduna uyguladım. Süt alerjisi geçmesine rağmen hala devam eden fıstık alerjisi var ve bu alerji yüzünden belki de onu kaybedebilirdik. Hiç zarar vermeyeceğini düşüneceğim bir kaç fıstık ki benim dışımda kendisi bulup yemiş; bebeğimizi hastaneye kaldırmaya yetti. Artık yanımızda bir tür alerji iğnesiyle dolaşıyoruz. Doktorumuzu belirli aralıklarla ziyaret etmeyi hiç bırakmadık ve çok yararını gördük.
Bu yazıyı benim gibi bebeği egzema ve besin alerjisi olan anne-babalar için yazmak istedim. Gerçekten de yaşadıklarımız hiç kolay değildi ama her geçen gün uygulamalarınızın sonuçlarını gördükçe endişeleriniz azalmaya başlıyor. Bebeğiniz rahatladıkça siz de rahatlıyorsunuz.
Belki bir ilaç içip geçmeyecek ama inanın zamanla ve sabırla uyguladığınız tedavi yöntemleriyle çok ama çok büyük bir gelişme göreceksiniz. Geçmiş olsun dileklerimle.
u.evsen@hotmail.com